Enerji ve Alışılmış Kaynaklar Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuşan YETERLİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, “Baktığımızda; Türkiye’de elektriğin yüzde 68’ini özel sektör üretiyor. İşte dolar garantili bu firmalardan alınan elektriğin faturasının vatandaşa yansımaması imkansız. Biz millileşelim dedikçe; ne yazık ki enerji politikaları özelleşti. Milli mesele dediğimiz enerji konusu ne yazık ki devletin kontrolünden çıktı” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, komisyonda şunları söyledi:
“Baktığımızda; Türkiye’de elektriğin yüzde 68’ini özel sektör üretiyor. İşte dolar garantili bu firmalardan alınan elektriğin faturasının vatandaşa yansımaması imkansız. Biz millileşelim dedikçe; ne yazık ki enerji politikaları özelleşti. Milli mesele dediğimiz enerji konusu ne yazık ki devletin kontrolünden çıktı. Vatandaşın ortalama tüketimini takip bile etmediğini; ya da etse bile vatandaş odaklı politika üretmediğini gösterdi.
Türkiye’de güç faturalarında bariz bir artış olduğu aşikar. Pekala minimum fiyatla geçimini sağlayan dört kişilik bir aile maaşının ne kadarını elektrik faturasına harcıyor? Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye nerede yer alıyor? 2022 yılı için Türkiye’de asgari ücret 5 bin 500TL olarak belirlendi. Asgari ücreti euro bazında hesaplayalım. Yeni yılda gelen ilk elektrik faturasının tarihini 20 Ocak 2022 olarak düşünelim. Bu tarihte euro15,28 seviyesindeydi. Yani asgari ücret brüt 327 euroydu. Dört kişilik bir ailenin ayda ortalama 230 kilovat tükettiğini ve faturanın yeni yıl zammıyla birlikte 328,9 TL olacağını söylemiştik. Yani fatura euro bazında 21,5 euro kadar. Buna göre Türkiye’de brüt taban fiyatın yüzde 6,6’sı elektrik faturası için harcanıyor. Bu oran 278 euro net taban fiyatta ise yüzde 7,7.
“DAHA NE KADAR BU ÜLKEYİ ÇARESİZ BIRAKMAYI PLANLIYORSUNUZ?”
Türkiye kendi öz kaynaklarına dönmeli ve kaynaklarını verimli bir biçimde kullanmalıdır. Bugün ülkemizin tarımdan güce kendine neredeyse yetebilecek kaynaklara sahip olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var ki üretimden çok bizi tüketim topluma haline getirdiğiniz. Ulusal güç, ulusal tarım, ulusal eğitim siyasetleriyle bu ülkenin kışı kısa müddette bahara elbette döner. Bütün bu gerçekleri göz önüne alarak size soruyorum; güçten iktisada ne vakit tam manasıyla ulusal bir modele geçmeyi planlıyorsunuz ülkenin reçetesi kendi elinde daha ne kadar bu ülkeyi çaresiz bırakmayı planlıyorsunuz?”
